27 Mayıs 2011 Cuma

Hazla Çizilen Kadınlar : Gustav Klimt

27 Mayıs 2011 Cuma
Dün sabah işe gitmek için Taksim Meydanı'ndan geçerken derinden bir booom sesi duyduk. Meydandaki bütün güvercinler aynı anda havalandı. Birşeyler oldu ama, acaba ne oldu endişesiyle işe geldim. Baktım bir haber yok. Yaklaşık bir saat sonra şiddeti sürekli artan çok tatsız haberler aldık. Dün gece ve bugün basında yine herşey normalleşti. Bu haberler de diğerleriyle birlikte sıraya girdi.

Huzur bu şehirde ulaşılması en zor duygu. Kendimizi güvensiz ve tetikte hissetmemiz için hergün yeni bir sebebimiz oluyor. Yarının sakin bir gün olmasını ummaktan başka yapacak birşeyimizin olmaması da ayrıca can sıkıcı.

Bir süredir aklımda bana neşe veren birşeyi paylaşmak vardı. Klimt'in desenlerini...
Desenlerindeki neşeye rağmen portrelerindeki incelikle işlenmiş yüzler ve özellikle gözler, çok güzel olmakla birlikte, biraz huzursuz edici. Dün sabahki halim gibi neşeyle güne başlamış ama bir şekilde huzursuz. Güvercinlerin havalanışı gibi. Naif de, arzulu da, rahatsız edici de olabilirler. Doğrudan size bakan, dimdik gözler.


Mavi Önlüklü Klimt

Gustav Klimt bu iki tarafıyla çok sevdiğim bir ressamdır. Kullandığı renkler ve tablolarının fonunu oluşturan güzel desenleriyle ve bana dimdik, zerafetle bakan kadınlarıyla.

Hiç otoportre yapmamıştı. Yukarıdaki Egon Schiele'nin bir çalışması. Kendine değil etrafına ve özellikle kadınlara bakmayı sevdiğini söyler. Doğrusunu isterseniz onun ağzındanmışça söylenir bunlar. Sözcüklerle arası çok iyi değilmiş çünkü. Desen çizmeyi tercih edermiş. İlle de anlaşılmak gibi bir derdi olduğunu da sanmıyorum. Bu yüzden de severim kendisini.


Size bakan gözlerin ifadelerine ironik biçimde karşı duran neşeli desenleri vardır .
Aslında manzara resimleri desenlerinin tesadüfi olmadığının kanıtıdır. Yazlarını Salzburg yakınlarında bir gölün kenarında manzara resimleri yaparak geçirirmiş. Zamanla çizdiği desenlerin ruhundan geometrik soyutlamayı doğurmuş. Doğaya baktığında gördüğü renkler ve biçimleniş bir anlamda bu soyutlamanın kaynağıdır. Ben bunları gördüğümde
' Bu adam ağaçlarla eğleniyor, ne güzel' diyorum hep. Bahar gibi, güneşli günler gibi neşe veriyor bana.



The Pear Tree, 1903



Apple Tree


The Tree Of Life

Soyut süslemeler ve imgelerle dolu desenleri insanın çevresini ve yaşamı simgeler. Bu fon üzerinde daha belirgin olarak gördüğümüz yüzler ve eller yoğun bir anlatım ve duygusallık taşır.
Oldukça belirgin yüzler, özellikle tüm ifadesiyle size bakan gözler en çok etkilendiğim tarafıdır. Onun kadınlarının masumiyeti beyaz tenlerinin üzerinde belli belirsiz pembeleşen yanaklarından, naifçe aşağı kıvrılan gözlerinden akar. Onun femme fatale'inin içindeki arzu ve ihtiras hafifçe kısılmış gözlerinden taşar. Nerde okuduğumu bulamadım ama 'dekoratif süslemelerle bezenmiş zarif bir erotizm' diyordu çizdikleri için. ' Zarif erotizm' lafını pek sevdim.


Friends


Water Serpents II


Aşktan, kaderden, tutkudan, ölümden bahseder. Küçük bir bebekten, arzu ve aşkla birbirlerine sarılmış yetişkinlere, sonra yaşlı ve yorgun insanlara hayat döngüsünü izleriz. Hayatın tüm evreleri birbirleriyle kucaklaşır, birbiri içinde ifade edilir. Yalnızca ölüm soğuk yüzüyle döngünün dışındaki bir izleyici gibidir.



Three Cents Of A Woman


Death And Life

Klimt'in kurucusu olduğu Sezession Grubu'nun Beet
hoven Sergisi için yaptığı Beethoven Frizi sanatının dönüm noktası gibidir. Aynı zamanda bir başyapıttır. Oysa Klimt bu resmi sergiden sonra yerinden kaldırılacağı düşüncesiyle ucuz ve taşınabilir malzemelerle çalışmıştır.
Beethoven frizi iki uzun bir kısa duvarı saracak şekilde sergi m
ekanının 3 duvarı üzerine yapılmıştır. Toplamda yaklaşık 34mt'ye 2mt'lik bir alanda Klimt upuzuun ama kolaylıkla izlenebilir bir hikaye anlatır. Elbette burda uzuuunca bahsetmek isterim ondan. Ama işi çok detaylı çalışmış arkadaşlara bırakmak niyetindeyim.

http://web.deu.edu.tr/befdergi/16.pdf

Klimt'i bu kadar anlatıp Öpücükten bahsetmemek mümkün değil. Pek çok resminde gördüğümüz büyük bir adamın aşkla sarmaladığı, çoğu
zaman pek detaylı göremediğimiz küçük bir kadın. Öpücük'te onları yine sarılmış olarak yan yana görürüz. Kadının mutlulukla pembeleşen yanaklarını ve kendisini öpen adama sevgisi ve arzusuyla kapanmış gözlerini. Yine incelikle işlenmiş elleri.



The Kiss


The Kiss II



Gördüğüm en güzel Klimt yorumu


Kendisinin boyadığı güzelim desenli kumaşlardan sevgilisi moda tasarımcısı Emilie Flöge ile birlikte diktiği uzun elbiseler içinde biraz tuhaf ve biraz da deli bir adam. Bu fotoğrafta bize bakan gözleri gibi.



3 yorum:

euphrates dedi ki...

Kedisinin de gözleri gibi. Bu yazı ne güzel olmuş Şafefe, eline sağlık.

Şafefe dedi ki...

Teşekkür ederim.Biraz acemi bir yazı oldu ama tekrar okuyunca ben de sevdim.

Unknown dedi ki...

Zarif bir Klimt yorumu... ÇOk etkilendim

 
◄Design by Pocket, BlogBulk Blogger Templates